Organize gıda perakende sektörünün öncü organizasyonu Yerel Zincirler Buluşuyor Konferansı ve Fuarı (YZB) 2023, yoğun bir katılımla 14’üncü kez kapılarını açtı. Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Ömer Düzgün, sektörün hızla büyüyen sorunlarına ve gelecekteki tehditlere dikkat çekerek tüm sektör oyuncularını bir araya gelmeye çağırdı.
Tüm market zincirleri karşısında konumlanan yeni mağaza oluşumlarına da dikkat çeken Düzgün; “Biz rekabete karşı değiliz, haksız rekabete karşıyız. Türkiye’nin şu anda yeni market mağazalarına ve oluşumlara ihtiyacı yok. Karşımızdaki yeni oluşumlar ne satıyor, hangi markayı satıyor, hangi fiyata satıyorsa, bu olanaklar bize de sunulsun. Türkiye genelindeki tüm yerel zincirler olarak market mağazalarımızda aynı fiyata satacağız” açıklamasını yaptı.
Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) 2023, Türkiye gıda perakendesinin nabzını tutmak için kapılarını açtı. İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde bu yıl 14’üncüsü gerçekleşen zirvede sektörün önde gelen yüzlerce temsilcisi ve uzmanı “Birlik – Beraberlik” teması altında bir araya geldi. İki gün sürecek etkinlikte katılımcı ve sponsor firmalar önümüzdeki dönemde market raflarında yer alacak ürünlerini sergilerken, sektörün onlarca duayen ismi, gıda perakendesinin yarınına şekil vermek için YZB’de sahne alacak.
Zirvenin açılış konuşmasını yapan TPF Başkanı Ömer Düzgün, ülkece zorlu süreçlerle mücadele ettiğimize değinerek, pandemi ve devamında pandeminin ağır ekonomik etkileriyle karşılaşıldığını belirtti. Şubat ayında üst üste meydana gelen 2 deprem ile yüzyılın felaketini yaşadığımızı belirten Düzgün, “Depremler sonucunda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, acılı ailelerine sabır, halen tedavisi devam eden vatandaşlarımıza acil şifalar temenni ediyorum” dedi.
“TEK YÜREK OLMA VAKTİ”
Ömer Düzgün, ekonomik sıkıntıların dünya genelinde ana gündem olduğunu vurgulayarak, “Yaşadığımız tüm zorluklarda millet olarak benzersiz bir dayanışma sergiliyoruz. Geçici zorluklar karşısında birlikte hareket ederek güçlü duruyoruz. Bu dayanışma ve birlik ruhunu, hayatımızın her alanına ve iş yapma şeklimize yaymak için bu yılki Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) temasını ‘Birlik-Beraberlik’ olarak seçtik” şeklinde konuştu.
Gelecekteki tehditleri ele alan Düzgün, enflasyon gibi ekonomik sorunların yanı sıra üretim, iş gücü, tarım ve hayvancılık gibi gündem maddelerinin, ortak gayret ve dayanışma ile aşılabilineceğini vurguladı.
Ömer Düzgün, gıda perakendesinde şimdiye kadar sektörün farklı oyuncularının kendi iç işleyişlerine odaklandığını belirterek, “Herkes kendi stratejilerini izledi, değerli projeler hayata geçirildi ve başarı hikayeleri yazıldı. Şimdi, hep birlikte hareket etme zamanı geldi. Daha güçlü iletişim ve iş birliği gerekiyor. Eğer bugünden geleceğe dönük adımlar atmaz, ortak hedeflere ilerlemez, muhtemel sorunları öngörmez, tüketicilere alınması gereken önlemleri sunmaz ve daha şeffaf olmazsak, gelecekteki hedeflere ulaşma hayal olur” dedi.
“GELECEĞİMİZİ İNŞA EDECEĞİMİZ TÜM PROJELERDE YER ALMAK İÇİN HAZIRIZ”
Gıda perakendesinin yeni bir yaklaşıma ihtiyacı olduğunu vurgulayan Düzgün, “Gençlerimizin marketçiliği bir meslek olarak görmelerini sağlamak için ortak adımlar atmalıyız. Aynı şekilde, gençlerimizin tarım ve hayvancılığa yönelmeleri için gereken tüm desteği sağlamalıyız. Yerel zincirler olarak, geleceğimizi şekillendirecek adımları atmak için devletimizden, otoritelerden ve sektörden gelecek tüm iş birliklerine ve her türlü projede yer almak için hazırız” açıklamasını yaptı.
Sektörün binlerce paydaşını bir araya getiren etkinlikte yerel zincirlerin hiçbir zaman rekabete karşı olmadığının altını çizen TPF Başkanı, “Rekabet sektörün ve şirketlerin verimliliğini artırır, yenilikçi düşünceye teşvik eder. Şirketler rakiplerinden bir adım önde olmak için sürekli yeni çözümlere yönelir. Bu, müşteri memnuniyetini artırır, kaliteyi yükseltir, pazarın büyümesini sağlar ve ülkemiz kazanır” dedi.
“ÖNLEM ALINMAZSA TÜM EKOSİSTEM KAYBEDECEK”
Teknoloji ve savunma sanayi kadar, önümüzdeki süreçte yerli üretimi, tarımı, yerel işletmeleri ve sürdürülebilirliği desteklemek zorunda olduğumuzu belirten Ömer Düzgün, atılacak ilk adımın Perakende Yasası’ndaki eksikliklerin giderilmesi olduğuna işaret etti. Türkiye’de 5 ve üzeri mağazaya sahip olan market sayısının 51 binin üzerine ulaştığını belirten Düzgün, “Ülkemizde devasa boyutlara ulaşan market enflasyonuna karşı, yan yana veya üst üste açılışlar yerine bunun belirli kurallara göre yapılmasının neresi kötü? Bir tarafta 46 bini aşkın discount ve ulusal market, diğer tarafta 5 bin 500’ü aşkın yerel market bulunuyor. 5 ve altı mağaza sayılarını da düşündüğümüzde market enflasyonunun vahameti açıkça ortada. Büyük şehirlerden bölgelere, bölgelerden ilçelere, ilçelerden köylere kadar rekabet gücünü yitiren yerel zincirler, yayımlanan raporlara göre rekabette kan kaybetmeye devam edecek. Sadece 5 yılda 20 bin mağaza açan discount ve ulusal zincirlerin mağaza sayısının 2029 yılında 55 bini aşacağı belirtiliyor. Rekabet gücünü kaybedecek olan yerel zincirlerin bir kısmı ya kepenk kapatacak ya da market birleşmeleri hızlanacak. Birçoğu 3 kuşaktır hizmet verdiği sektördeki tekelleşme yönü nedeniyle yenik düşecek, yaptığı işi bırakacak. Peki burada kim başarısız ilan edilecek? Onca kepenk kapanırken discountlar, ulusallar sevinecek mi? Bu kuralsız gidişatın tek kaybedeni gıda sektörünün sigortası olan yerel zincirler olmayacak. Önlem alınmazsa yerel zincirlerle birlikte, yerli üreticiler ve tüm ekosistem kaybedecek” dedi.
“ADİL REKABET İÇİN AYNI OLANAKLARI İSTİYORUZ: AYNI FİYATA SATMAYA HAZIRIZ!”
Enflasyon karşısında vatandaşların istedikleri ürünleri almakta güçlük çektiklerini ve market sepetlerinin bölünmeye devam ettiğini belirten Ömer Düzgün, yeni market mağazalarına veya oluşumlara şu an için ihtiyaç olmadığını vurguladı. TPF Başkanı, “Karşımızdaki yeni oluşumlar ne satıyorsa, hangi markayı satıyorsa, kaça satıyorsa, bu fırsatları bize de sunsunlar. Türkiye’deki tüm yerel zincir market mağazalarında aynı fiyata satacağız” açıklamasını yaptı.
“VATANDAŞLARIMIZIN ALGISIYLA OYNANAN UYGULAMALARA ÖNLEM ALINSIN”
Ömer Düzgün Perakende Yasası’ndaki eksik ayaklarla ilgili alınması gereken önlemlerle ilgili olarak şöyle konuştu: “Mağaza markalı ürünlerin satışı için muadil en az üç bilinen marka ürünün de satılması zorunlu olsun. Satışa sunulan mağaza markalı ürün miktarı, aynı ürünün muadiliyle birlikte işletmede satışa sunulan toplam miktarın yüzde 25’ini geçmesin. Yerli üretici, yerli markalar da rekabette yenik düşmesin. Daha da önemlisi, alışveriş için sadece birkaç dakika ayıran vatandaşlarımız daha düşük gramajlı ürünlere aynı ücreti ödemesin, algısıyla oynanmasın. Herkesi kucaklayacak düzenlemelerle sektörümüz, vatandaşlarımız ve ülkemiz kazanacak. 100 bini aşkın çalışanımızla bayrağı daha ileri taşımak, ilçelerimizden şehirlerimize ve ülkemize daha fazla katma değer sağlamak, yeni başarı hikayeleri yazmak için hazırız.”