Azerbaycan-Ermenistan arasında yaşanan cephe savaşında Azerbaycan halkının ordusuna çok önemli moral destek verdiğini belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, bu mücadelenin çok anlamlı olduğunu söyledi. Bugün Azerbaycan Türkleri’nin hem cephede hem de cephe gerisinde destansı bir mücadele verdiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, bu mücadelenin Çanakkale ruhuna benzediğini belirterek “Bu duygu Karabağ ruhudur” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan cephe savaşına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sosyolojik olarak toplum fertlerini aynı duygu, ruh ve ideal etrafında harmanlayan, onların birlik ve beraberlik ruhunu pekiştiren ve millet olmalarını sağlayan büyük olaylar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “27 Eylül’den bu yana Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin Dağlık Karabağ’ı işgalden kurtarmak için dört cepheden başlattığı harekât Azerbaycan halkının fedakârlık ruhunu, vatan ve millet sevgisini ve manevi gücünü hem kendi toplumuna hem de dünyaya karşı ortaya koyan böyle bir olaydır” dedi.
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, Karabağ’da yaklaşık 30 yıl süren işgal sürecinde uluslararası toplum, Minsk Grubu ve diğer buna benzer kurumların “barış görüşmeleri” adı altında var olan fiili işgal durumunu kabullendirmeye yönelik oyalama stratejileri ile psikolojik olarak insanları olumsuz etkilediğini kaydederek bu durumun bir psikolojik travmaya yol açtığına dikkat çekti.
Azerbaycan ordusunun başarısı halkın moralini düzeltiyor
Tüm bu yaşananların ardından 27 Eylül sabahından bu yana Azerbaycan ordusunun Ermenistan tarafının saldırı sonrasında uluslararası hukuka uygun olarak meşru müdafaa hakkını kullandığını belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Azerbaycan ordusunun istikrarlı ve akılcı bir askeri harekâtla tek tek köyleri, kasabaları ve şehirleri işgalden kurtarması, Azerbaycan halkının adeta otuz yıl sonra kendine gelmesini ve bu operasyonlarla birlikte muazzam bir sinerjinin oluşmasını sağlamıştır” diye konuştu.
Gençler gönüllü olarak orduya katılıyor
Ermenistan’ın saldırılarının hemen ardından kısmi seferberlik ilan edilen Azerbaycan’da gençlerin gönüllü olarak savaşmak için cepheye akın ettiğini ifade eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Aileler büyük bir coşkuyla evlatlarını cepheye gönderiyorlar. Hastanelerde tedavi edilen yaralı askerlerle yapılan röportajlarda askerler, harp meydanındaki görevlerine koşmak için doktorlara ricada bulunmaktadırlar” dedi.
Askerin moralini ve maneviyatını üst seviyede tutmak için toplumun tüm kesimlerini temsil eden aydınlar, sivili toplum kuruluşları, edebiyatçılar ve sanatçılardan oluşan heyetlerin cephe hattına gittiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, bu heyetlerin ziyaretlerinin askerlerin savaş ruhunu ve kararlılığını güçlendirdiğini ifade etti.
Azerbaycan halkından “asker payı” desteği
Halkın savaşan askerlere moral vermek ve destek olmak için gayret gösterdiğini belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şunları söyledi:
“Cephe hattına yakın bölgelerde yol boyu ‘asker payı’ adı altında halkın askerler için gönderdikleri taze meyveler, içecek ve diğer gıda ürünlerden oluşan stantlar bulunuyor. İnsanlar kurbanlar keserek hazırladıkları yiyecekleri cephe hattındaki askerlere ulaştırmaktadırlar. Bu bağlamda çok etkileyici bir örnek, bir lise öğretmenin kendi maaşıyla et alarak yol kenarında mangal yapıp cephe hattına giden askerlere ekmek arası kebap dağıtmasıdır. Yine başka bir örnek, televizyondan ‘Bugün kızımın doğum günü, onu tebrik ediyorum’ diyen bir askerin kızını bulan sivil vatandaşların o askerin kızına ulaşıp ona doğum günü hediyesi olarak bisiklet hediye etmesi. Okul çocuklarının cephede savaşan askerlere mektup yazması gibi örnekler cephede savaşan askerlere çok büyük bir moral sağlamakta ve işgal travmasının onarılmaya başlandığının da göstermektedir.”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in ve ordu yetkililerinin işgalden kurtarılan yerler hakkında bildirileri ve sosyal medya paylaşımlarının halk tarafından büyük coşkuyla karşılandığını belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, kent merkezlerinde ve meydanlarda coşkulu kalabalıkların katılımıyla bayraklarla tezahüratlar yapıldığını söyledi.
Sosyal medyadan mücadeleye büyük destek
Cephedeki mücadelenin yanı sıra arka cephede mücadelenin önemli bir kısmının vatandaşlar tarafından konvansiyonel ve sosyal medya mecralarında verildiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Azerbaycanlı uzmanlar farklı ülkelerin medya kanallarında programlara katılarak Karabağ sorunuyla ilgili tüm gerçekleri ve Azerbaycan’ın haklı davasını dünyaya ulaştırmaktadırlar. Sosyal medya kullanıcıları sosyal medya platformlarının Rus, İngiliz ve diğer versiyonlarında Ermeni propogandasına karşı ciddi mücadele yürütmekte, Ermeni yalanlarını tek tekifşa etmektedirler. Azerbaycan basını da milletin duygularına tercüman olmakta, haber spikerlerinin duygulu zafer haberleriyle halkın milli duygular etrafında birleşmesinde katkıda bulunmaktadırlar” dedi.
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan Azerbaycan vatandaşları ve diyaspora kurumlarının gösteriler düzenleyip kamuoyu bildirileri yayınlayarak Azerbaycan’ın haklı davasını yaşadıkları ülkelerin kamuoyuna duyurduklarını kaydetti.
Bugünlerde uluslararası toplumun ateşkes çağrılarını yüksek sesle dillendirmeye başladığını hatırlatan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bununla Azerbayacan’ı bir şekilde masaya oturtmaya çalışıyorlar. Oysa Azerbaycan halkı devlet yetkililerin Karabağ’ın işgalden tam kurtarılana ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün sağlanmasına kadar savaşın sürmesi yönündeki kararlı tutumunu tam desteklemektedir. Ermenistan ordusunun uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak provokatif bir biçimde cephe hattından çok uzak sivil yerleşim yerlerini hedef alması bile o bölgelerde yaşayan halkı tedirgin etmemekte, tam tersine daha fazla mücadele ruhunun pekişmesine neden olmaktadır” dedi.
Karabağ ruhu, Çanakkale ruhuna benziyor
Tüm bu yaşananların çok anlamlı olduğunu belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu bağlamda aslında tarihi bir günleri yaşıyoruz. Bugün Azerbaycan Türkleri hem cephede hem de cephe gerisinde destansı bir mücadele vermektedir. Bu mücadele sadece Azerbaycan açısından değil, genel olarak dünya Türklüğü açısından da oldukça önemli bir yere sahip bulunan Karabağ uğrunda vatan savaşının 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde yeniden Çanakkale ruhuna benzer bir biçimde yeni bir duygunun yaşanmasına neden olmaktadır. Bu duyguya “Karabağ Ruhu” denebilir” dedi.