Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ve YÖK arasında, siber güvenlik meslek yüksekokullarının ve programlarının açılmasına ilişkin protokol imzalandı. Protokol kapsamında, siber güvenlik alanında yetkin ve nitelikli iş gücü inşa edilmesi hedefleniyor.
YÖK ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi arasında, “Siber Güvenlik Meslek Yüksekokulları Açılmasına İlişkin Protokol” imza töreni, YÖK Başkanı Erol Özvar ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç’un katılımıyla YÖK’te yapıldı.
Özvar, törendeki konuşmasında, ülkelerin sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yapılarının güvenliğinin 21. yüzyılda sanal bir yapıya büründüğünü ifade etti.
Güvenlik anlayışının boyutunun, korunması gereken sanal duvar ve kalelere dönüştüğüne işaret eden Özvar, iletişim ağlarının güvenli olmasının sadece gizlilik açısından değil aynı zamanda hayatın akışı, ekonomik hayatın sürekliliği ve siyasal sistemlerin iş birliği için son derece önemli hale geldiğini vurguladı.
Ülkelerin sahip olduğu kişisel ve kurumsal bilginin maruz kalabileceği çeşitli siber saldırılara karşı, insan-süreç ve teknoloji üçgeninde etkili önlemlerin alınmasının zorunlu hale geldiğine dikkati çeken Özvar, ağ güvenliği, ağlarda adli bilişim, web güvenliği, kritik altyapı güvenliği, nesnelerin interneti güvenliği konularının bugün dünyada tehdit ve risklere karşı ülkelerin güvenliğini sağlayan operasyonel yetkinlikler arasına girdiğini anlattı.
Özvar, istihdam odaklı politikaların oluşturulması ve sektörlerin ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip, bilgi, beceri ile uygulama yetkinliği yüksek insanların yetiştirilmesinin en önemli öncelikleri arasında olduğunu belirtti.
“Siber güvenlik eğitim içeriklerinin zenginleştirilmesini hedefliyoruz”
Ülkenin kalkınma hedefleri doğrultusunda belli bir alanda ihtisaslaşmış meslek yüksekokulları açarak, sektörün talep ettiği niteliklere sahip iş gücünü yetiştirmeye büyük önem verdiklerini ifade eden Özvar, şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile siber güvenlik meslek yüksekokullarının ve programlarının açılmasına ilişkin protokol ile siber güvenlik alanında yetkin ve nitelikli iş gücü inşa edilmesini, siber güvenlik öğretim programlarının geliştirilmesini, alandaki eğiticilerin beceri ve yetkinliklerinin artırılmasını, yükseköğretimde mevcut siber güvenlik eğitim içeriklerinin zenginleştirilmesini, siber güvenlik öğretim programlarının yaygınlaştırılmasını ve siber güvenlik alanındaki istihdamın artırılmasını hedefliyoruz.”
Protokolün ardından siber güvenlik ihtisas meslek yüksekokullarının açılacağı pilot üniversiteleri belirleyeceklerini aktaran Özvar, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinin de bu meslek yüksekokullarına, teknik alt yapı uzman desteği ve mezunların istihdamı konularında olabildiğince katkı vermeye çalışacağını, ayrıca bilişim sektörü, iş gücü piyasası ve üniversiteler arasında köprü görevi üstleneceğini söyledi.
“Siber saldırılar, hibrit savaş yöntemlerinin bir unsuru olarak kullanılıyor”
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç ise yapay zeka, nesnelerin interneti, bulut ortamlar, blok zinciri, kuantum gibi yenilikçi teknolojilerin sosyal hayatın birçok alanını dönüştürdüğünü belirtti.
Dijitalleşmenin, bir yandan hayat kalitesini artırırken diğer yandan da siber tehditlerin çeşitlenmesine yol açtığına dikkati çeken Koç, hizmetlerin dijital ortama taşınmasıyla kritik altyapıların daha büyük bir hedef haline geldiğini, bu durumun siber güvenliği dijitalleşmenin ayrılmaz bir parçası haline getirdiğini vurguladı.
Koç, hızla artan siber tehditlere karşı vatandaşların ve dijital altyapıların korunmasına bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduklarını ifade etti.
Siber saldırıların hibrit savaş yöntemlerinin bir unsuru olarak kullanıldığına ve tarafların askeri ve siyasi hedeflerine ulaşmasında etkin rol oynadığına işaret eden Koç, siber saldırıların artık savaşa dönüşmesinin ülkelerin tıpkı sınırları gibi dijital altyapılarını da korunmasını zorunlu hale getirdiğini söyledi.
“Nitelikli insan kaynağı yetiştirmek gerekiyor”
Siber tehditlerin yıkıcı etkilerinden korunmanın, caydırıcı bir siber güç olmakla mümkün olduğunun altını çizen Koç, “Caydırıcı bir siber güç olmak için de bu alanda doğru politika ve stratejiler belirlemek, etkin bir organizasyon yapısı oluşturmak, yeni nesil milli teknolojiler geliştirmek ve nitelikli insan kaynağı yetiştirmek gerekiyor.” diye konuştu.
Siber güvenlik kavramında sadece organizasyonel ve teknolojik altyapı bulunmadığını, bunları üretecek, geliştirecek ve yönetecek nitelikli insan kaynağını yetiştirmenin işin en önemli parçası olduğuna da değinen Koç, siber saldırılara karşı ulusal düzeydeki mukavemetin ancak bütüncül bir yaklaşımla mümkün olduğuna işaret etti.
“Bir zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür”
Ülke olarak, bu alanların her birine yönelik önemli adımlar attıklarını belirten Koç, şunları söyledi:
“Bu alanları, birbirine sıkı sıkıya bağlı bir zincirin halkaları gibi düşünebiliriz. Bu zincirde teknoloji en güçlü, organizasyon yapısı ise en etkili halkadır. Ancak unutulmamalıdır ki bir zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür. Bu zincirin en zayıf halkası ise insandır. Bu nedenle en fazla önem verilmesi, üzerine yatırım yapılması ve güçlendirilmesi gereken unsur insandır.”
“Ülkemizde, bu alanda önemli bir potansiyel bulunuyor”
Uluslararası siber güvenlik endekslerinde üst sıralarda yer alan ülkelere bakıldığında yüzde 60’ında ilk veya orta öğretim seviyesinde bile siber güvenlik müfredatının bulunduğunu aktaran Koç, “15-24 yaş aralığındaki gençlerin, nüfusun yüzde 15,3’ünü oluşturduğu ülkemizde, bu alanda önemli bir potansiyel bulunuyor. Bu potansiyeli, teknolojiyi sadece tüketen ve takip eden değil üreten ve yön veren bir neslin yetişmesi için iyi değerlendirmek zorundayız. Nitelikli uzman yetiştirmenin yerli ve milli ürün geliştirmek kadar önemli olduğunu düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Koç, siber güvenliği gençler için cazip bir kariyer alanı haline getirmeye çalıştıklarını, 3 yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı ile yürüttükleri çalışmalar neticesinde Türkiye’nin ilk siber güvenlik meslek lisesinin açıldığını hatırlatarak, “Henüz ikinci yılında fen lisesine gidebilecek öğrenciler tarafından tercih edilmeye başlandı. Tüm bunlar nitelikli siber güvenlik uzmanlarının yetişmesi adına umut verici.” dedi.
Bugün bir başka umut verici gelişme yaşandığını dile getiren Koç, Dijital Dönüşüm Ofisi ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı iş birliği ile siber güvenlik meslek yüksekokullarının açılmasına yönelik ilk adımı attıklarını belirtti.
“Mezun olacak öğrencilere istihdam desteği sağlayacağız”
Koç, siber güvenlik meslek yüksekokullarına ilişkin şu bilgileri verdi:
“Açılacak olan siber güvenlik meslek yüksekokulları ile yükseköğretimde siber güvenlik programlarını yaygınlaştıracağız. Kamu, akademi ve özel sektör temsilcileri ile birlikte siber güvenlik ihtisas üniversitelerini belirleyip araştırma ve uygulama merkezlerinin etkinliğini artıracağız. Temel bilgi güvenliği ve siber güvenlik müfredatının standartlaştırılmasını da sağlamış olacağız. Siber olay müdahale uzmanı, siber tehdit istihbarat analisti, güvenlik sistemleri operatörü gibi geleceğin meslek tanımlarını oluşturacağız ve bu okullardan mezun olacak öğrencilere istihdam desteği sağlayacağız.
Ön lisans düzeyinde attığımız bu adım, ileride oluşacak lisans seviyesindeki programlara da zemin teşkil edecek. Siber güvenlik alanında bir mottomuz var, siber güvenlik meslek yüksekokullarından yetişecek uzmanların ara eleman değil aranan eleman olacağını peşinen söylemek istiyorum.”