Fiziksel sınır ve kuralların ötesinde ortaya çıkan “Siber Uzay” kavramı, artık her ülke için büyük öneme sahip. Neredeyse tüm faaliyetlerin ve hizmetlerin dijital ortamda gerçekleştiği günümüzde siber güvenliğin önemi, özellikle pandemi dönemiyle birlikte daha fazla arttı. Yakın gelecekte petrolün yerini verinin alacağını söyleyen Procenne CEO’su Resul Yeşilyurt, ülkemizin siber uzaydaki sınırlarını korumak amacıyla gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. Devlet işleyişinde büyük bir değişim sağlayan dijitalleşmenin fırsatların yanı sıra riskleri de beraberinde getirdiğini söyleyen Yeşilyurt; son dönemde hükümetin gerçekleştirdiği çalışmaların gerek kamu gerekse özel sektörde siber güvenlik için önemli bir vizyon çizdiğine dikkat çekti ve Procenne olarak ülkemizde siber güvenlik alanında farkındalığın artması için çalıştıklarını belirtti.
Dünya, bilgi ekonomisine doğru evrilirken yakın gelecekte petrolün yerini verinin alması bekleniyor. Bu noktada birey ve kurumların bilgi gizliliğinin yanı sıra ülkelerin de milli dijital varlıklarının korunması hayati önem arz ediyor. Her türlü bilginin yerelde, yerli ve milli teknolojilere dayalı olarak korunması ve saklanmasının 21. yüzyılın siber Türkiye’si için çok önemli olduğunu vurgulayan Procenne CEO’su Resul Yeşilyurt, siber felaketlerle karşılaşmamak için önlemlerin alınması gerektiğini belirterek bu konuda son dönemde büyük atılımların yapıldığına dikkat çekti.
Ülkemizin varlığını ve bütünlüğünü korumak için siber güvenlik şart
Kurum ve işletmelerin çoğunlukla siber saldırı sonucunda farkındalıklarının arttığını söyleyen Yeşilyurt, devletlerin siber uzaydaki bilgilerinin korunmasının gerçek sınırların korunması kadar önemli olduğunu vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: “Fiziksel sınır ve kuralların ötesinde ortaya çıkan ‘Siber Uzay’ kavramı, artık her ülke için büyük öneme sahip. Neredeyse tüm faaliyetlerin ve hizmetlerin dijital ortamda gerçekleştiği günümüzde siber güvenliğin önemi özellikle pandemi dönemiyle birlikte daha fazla arttı. Yeni dünya düzeninde petrolün yerini verinin alacağı konusunda neredeyse herkes mutabık diyebiliriz. Ülkeler boyutunda siber güvenlik; yönetimsel, sosyolojik, yasal, politik ve askeri boyutlar gibi çok önemli noktaları içeriyor. Siber uzay kavramı, pek çok fırsat içermesinin yanı sıra devletler boyutu söz konusu olunca aynı oranda risk de içeriyor. Siber saldırılar, suçlar ve hatta siber savaşlar, artık her ülkenin sınırlarını koruması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu riskler dâhilinde, ülkemizin ve vatandaşların varlığını ve bütünlüğünü korumak için siber uzay güvenliğinin sağlanması gerekiyor.”
Dijitalleşme devlet işleyişinde büyük bir dönüşüm sağlıyor
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artık çoğu vatandaşlık hizmetleri konusunda bilgi teknolojilerinin büyük avantaj sağladığını söyleyen Yeşilyurt; “Bilgi teknolojileri, özel sektörde olduğu gibi devlet işleyişinde de çok büyük değişimlere neden oluyor. Devlet ve kamu kurumlarının görevleri ve çalışma modelleri yeniden tanımlanıyor. Neredeyse tüm dünyada e-Devlet işleyişine gidiliyor. Abonelik yapmaktan yerleşim yeri belgesi teminine kadar basit işlemler için bile devlet daireleri tek tıkla vatandaşın cebine geliyor. Böylece hem devlet açısından hem de vatandaşlar açısından maliyet ve zaman tasarrufu sağlanırken aynı zamanda çalışanlar için iş verimi de artıyor. Ayrıca herkes için hızlı erişim ve daha fazla şeffaflık mümkün oluyor. Tüm bu faktörler, ekonomi açısından büyük bir avantaj sağlıyor. Bu gelişmeler devletin bilgilerinin yanı sıra vatandaşların bilgilerinin gizliliğinin de önemini net olarak ortaya koyuyor” dedi.
Türkiye’de siber güvenlik alanında önemli atılımlar gerçekleşiyor
Son dönemde hükümetin gerçekleştirdiği çalışmaların gerek kamu gerekse özel sektörde siber güvenlik için önemli bir vizyon çizdiğini söyleyen Resul Yeşilyurt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yatırımcılar karar alırken artık dijitalleşme endeksinde başarılı kabul edilen ülkelere öncelik veriyor. Artan rekabet ortamında yerli müteşebbisini uluslararası pazarda öne çıkarmanın ya da en azından korumanın yolu da dijitalleşmeye yapılan yatırımdan geçiyor. Bugünün dünyasında birçok küçük üreticisini başarılı bir e-ticaret altyapısıyla dünyanın başka bir noktasındaki tedarikçiyle buluşturma konusundaki örnekler aşikâr ve bunların hepsi IT ve telekomünikasyon alanındaki yatırımlar sayesinde gerçekleşiyor. Son dönemde özel sektörün yanı sıra kamu sektöründe de siber güvenlik konusunda çok ciddi bir bilinçlenme süreci yaşanıyor. Bir ortak akıl platformu olarak tüm paydaşların fikir alışverişinde bulunabileceği ve iş birliği çalışmaları gerçekleştirebileceği Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi faaliyete başladı. Buna ek olarak; Sayın Cumhurbaşkanımızın yayınladığı bilgi güvenliğine ilişkin kararname, dijital güvenlik konusunda bir milat niteliği taşıyor ve gerek kamu gerekse özel sektörde siber güvenlik için önemli bir vizyon çiziyor. Geçtiğimiz aylarda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesinde açılan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM), Türkiye’ye yönelik siber saldırıları anlık olarak tespit ederek engellemek üzere çalışıyor. USOM uzmanları; Türkiye’deki resmi, özel kurum ve kuruluşlarda yer alan siber olaylara müdahale ekipleriyle koordineli çalışıyor. Türkiye genelindeki internet altyapısına yönelik gerçekleştirilen siber saldırılar da burada anlık olarak belirlenerek bertaraf ediliyor. Yine yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile de dijital güvenlik bilincinin zorunlu kılındığı gözlemleniyor.”
“Ülkemizin siber güvenlik alanındaki farkındalığına eğitimle katkıda bulunuyoruz”
Her konuda olduğu gibi dijital güvenlik alanında da eğitim ve yetişmiş insan gücünün en önemli sermayeyi oluşturduğunu söyleyen Resul Yeşilyurt, sözlerini şöyle tamamladı: “Eğitime büyük önem veriyor ve bu noktada uzun vadeli çalışmalar yapıyoruz. Üniversitelerle devam eden iş birliklerimiz bulunuyor. Projelerimiz için akademisyenlerden danışmanlık alıyoruz. Çalışanlarımızın akademik ilerleyişini destekliyor ve çalışma saatleri konusunda esneklik tanıyoruz. Ar-Ge personelimizin yüzde 26’sı yüksek lisans, yüzde 5’i de doktora seviyesinde. Aynı zamanda iş başı eğitim programı uyguluyoruz. Aynı zamanda hâlihazırda eğitimine devam etmekte olan öğrencilerin de stajlarını şirketimizde gerçekleştirerek hem bu ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı oluyor hem de sektörde ihtiyaç duyulan nitelikli iş gücü için öğrencilerin bilinçlenmesine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından desteklenen, pek çok kamu kuruluşu, özel sektör ve akademi temsilcilerinin katılımlarıyla hayata geçirilen bir oluşum olan Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi tarafından yürütülen Siber Küme’nin stajyer eşleştirme programına katılıyoruz. Yine Siber Küme’nin eğitimlerine eğitmen desteği sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde de alanında uzman çalışanlarımız tarafından dijital güvenlik gibi niş bir alanda uygulamalı eğitimler vermeye devam edeceğiz. Dijital güvenlik alanında nitelikli uzmanlar yetişmesinin önünü açmak için üniversite iş birlikleri üzerinde de çalışmalar yapıyoruz. BTK’nın 1 milyon yazılımcı projesinde ‘herkes için kriptoloji’ eğitimini hazırladık. Şirketimizden 8 eğitmen, 11 farklı konuda katkılarıyla bu eğitimin hazırlanmasını sağladı. Ülkemizde siber güvenlik alanında farkındalığın artması için önümüzde dönemde de çalışmalarımıza devam edeceğiz.”