İznik’teki etkinlikten hemen önce bir basın açıklaması gerçekleştiren Yeniden Refah Partisi Bursa İl Başkanı Mehmet Kaygusuz, etkinliğin sıradan bir turizm faaliyeti olmadığını, aksine siyasi bir operasyonun parçası olduğunu öne sürerek şu ifadeleri kullandı;
“Bu ziyaretin zamanlaması, içeriği ve Vatikan'ın resmî açıklamalarda kullandığı dil ile ilk kez böyle bir ziyaret için düzenlenen, Boğaz Köprüsü'ne asılan haç ve İstanbul'a tarassut eden (gözeten) İlluminati sembolünü andıran göz bulunan ziyaret logosu, meselenin tamamen siyasi ve diplomatik bir ajanda taşıdığını açıkça göstermektedir. İznik ziyareti, dini değil, siyasi bir manevradır.
Vatikan'ın bu geziyi Hristiyanlığın ilk evrensel Ekümenik buluşması olan Birinci Konsil'in bin yediyüzüncü yıl dönümünde yapması ve bunu "hac" olarak nitelendirmesi, aslında siyasi amacı gizlemeye yönelik bir kılıftır. Papa'nın ziyaret programında ilk sırayı dini törenler yerine Cumhurbaşkanı düzeyinde resmî siyasi temasların alması da ziyaretin asıl zemininin din değil, diplomasi olduğunu kanıtlamaktadır.
Bin dört yüz elli üç yılından beri ecdadımızın her dönemde bu tarz istekleri reddetmiş olması, tüm Osmanlı sultanlarınca böyle bir iznin verilmemiş olması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, bin dokuz yüz yirmi dört yılında Konsil'in bin altı yüzüncü yılı için benzer büyük bir Ortodoks ayine, Türkiye'nin dini ve millî egemenliğine gölge düşürme riski nedeniyle izin vermediğini belirtmiş ve kesinlikle izin vermemiştir. Ecdadımızın ve Atatürk'ün gösterdiği bu kırmızı çizginin bugün görmezden gelinmesi kabul edilemez.
Ziyaretin stratejik hedef odağındaki İznik'teki eski kilise ve şimdiki Ayasofya Orhan Camii'nin sembolik kullanımı, Hristiyan mezhepleri arasındaki uzlaşma adı altında Türkiye topraklarında ekümenik bir diyalog merkezi oluşturma çabasının bir parçasıdır. Rahmetli Millî Görüş liderimiz Profesör Doktor Necmettin Erbakan, "Türkiye'miz üzerinde en az üç devletin kurulma planları yapılmaktadır," demekteydi. Bu devletlerden biri de bugün ekümeniklik iddiasıyla İstanbul-İznik ekseninde hortlatılmaya çalışılan Vatikan destekli Ortodoks Rum devletidir. Fatih'in emaneti olan İstanbul üzerinde plan kurma çabasında olanların karşısında; Kılıçarslanların, Orhan Gazilerin, Fatih Sultan Mehmetlerin, Abdülhamit'in ve Gazi Mustafa Kemal'in nesli olarak duracağız. Milletimizin bu topraklardaki bin yıllık egemenliğini, kimden gelirse gelsin hiçbir siyasi destek ve tuzağa kurban ettirmeyeceğiz.
Ziyaretin en kritik ve en tehlikeli noktası, Vatikan'ın resmî açıklamalarında Fener Rum Patrikhanesi'nden ve İznik'teki etkinlikten "ekümenik" diye bahsetmesidir. Bu ifade, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel yapısına ve taraf olduğu anlaşmaları hiçe sayan bir çabadır. Lozan Barış Anlaşması ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre, İstanbul'da bulunan Fener Rum Patriği siyasi ve diplomatik hiçbir yetkiye sahip değildir. Patrik, sadece İstanbul'daki Rum cemaatinin dini ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü bir din görevlisidir. Hukuk önündeki statüsü, Fatih Kaymakamlığına bağlı bir din görevlisi olmaktan öteye geçemez. Bu yetki sınırının dışına çıkarak ekümeniklik (evrensel liderlik) iddiasında bulunması, hukuki hiçbir dayanağı olmayan bir saçmalıktır.
Fener Patriği'nin tüm Ortodoksların Hristiyan ruhanî lideri olduğunu iddia etmesi, Fatih Müftüsü'nün kendisini tüm Müslümanların halifesi ilan etmesi kadar iddialı ve asılsızdır. Bu iddia, Türk yargısı ve uluslararası anlaşmaların karşısında yok hükmündedir. Türkiye Cumhuriyeti, kendi topraklarında, kendi kanunlarına tabi bir din görevlisinin evrensel bir siyasi yetki atfetmesine asla izin vermeyecektir. Hükûmetimize çağrımız; Millî egemenliğimiz asla pazarlık konusu yapılamaz….
Bu ziyaret, dezenformasyon oluşturması ve milli birliğimizi zedeleme amacını taşımaktadır. Bu ziyaretin basit bir turizm hareketi olarak geçiştirilmesi, meseleyi hafifletmekten çok tehlikenin boyutunu görmezden gelme anlamına gelir. Hükûmeti, bu ziyareti organize edenlerin gerçek niyetlerini net bir şekilde göstermeye ve Milli Egemenliğimizin kırmızı çizgilerini korumaya davet ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin böyle bir siyasete alet edilmesine, bölücü tohumların ekilmesine ve Patrikhanenin hukuksuz iddialarının meşrulaştırılmasına derhâl engel olunmalıdır.
Türk milleti zekidir ve feraset sahibidir. Bütün bu olup bitenleri görecek ve gerekli tepkiyi, hak edenlere hak ettikleri dersi vermesini bilecek tarihsel tecrübeye ve kararlılığa sahiptir. Ulusal Egemenliğimiz pazarlık konusu yapılamaz. Milletimiz, gafilleri ve hainleri bilir ve affetmez.
Milletimiz müsterih olsun. Milli Görüşçüler olarak bu ihanetin peşini sonuna kadar takipçisi olacağız. Mübarek ceddimizin son nefesine kadar bu cennet vatanı koruyacağız. Kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Bu arada tekraren belirtmek istiyorum ki bugün, İznik'imizin düşman işgalinden kurtuluşunun yüz beşinci yıl dönümüdür. Böylesi bir günün ve Cuma gününün seçilmesi manidardır.”






Yorumlar