DOLAR 42,4433 EURO 49,3649 STERLİN 56,4180 GRAM ALTIN 5.663,63 BIST 100 10.914,65 BITCOIN $90.956
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo Arama

HABERLER

Ülkemin Asık Suratlı İnsanları

Sokaklar asık suratlı insanlarla dolu. Sadece gelir düzeyi düşük insanlar değil varlıklı olduklarını bildiğimiz insanlar da aynı.

Giriş: 24.11.2025 12:06 | Güncelleme: 24.11.2025 12:07
Paylaş
Ülkemin Asık Suratlı İnsanları

Türkiye’mde bunun çok çeşitli nedenleri var ve hepsi de bildik cinsten. Gelir eşitsizliği, yolsuzluk, yozlaşma ve hayat pahalılığı kadar, eğitimdeki çarpıklık, sağlık, çevre ve küresel karmaşa da asık suratlılığı derinleştiriyor.

Sosyo-Ekonomik Sorunlara Genel Bakış

1. Ekonomik Etkenler

Gelir eşitsizliği ve yüksek enflasyon: TÜSİAD ve TİSK raporları (*), gelir dağılımındaki adaletsizliğin ve enflasyonun toplumda huzursuzluk yarattığını vurguluyor.
İşsizlik ve güvencesiz çalışma: Özellikle gençler arasında işsizlik oranı yüksek. Kayıt dışı istihdam ve düşük ücretler, geleceğe dair umutsuzluk yaratıyor.
Hayat pahalılığı: Barınma, gıda ve enerji fiyatlarındaki artış, orta sınıfı bile geçim sıkıntısına sokuyor.

2. Sosyal ve Kültürel Sorunlar

Eğitimde kalite düşüklüğü: Eğitimde fırsat eşitsizliği, eleştirel düşüncenin gelişmemesi ve okuma alışkanlığının zayıf olması toplumsal ilerlemeyi frenliyor.
Toplumsal uyumsuzluk: Göç ve mülteci akımları, sosyal uyum sorunlarını artırıyor.
Ahlaki ve kültürel erozyon: Sosyal medya bağımlılığı, öykünmecilik ve yozlaşmış kültürel değerler gençleri kimlik bunalımına sürüklüyor.
Uyuşturucu ve bağımlılıklar: Özellikle büyük şehirlerde gençler arasında ciddi bir tehdit.

3. Sağlık ve Çevre

Hijyen ve gıda güvenliği sorunları: Sık sık yaşanan zehirlenme olayları, gıdaya güvensizliği pompalayan en çarpıcı örnek.
Çevre kirliliği ve iklim krizi: Bilim insanları, yeşil dönüşümün ertelenmesinin uzun vadede toplumsal refahı tehdit ettiğini belirtiyorlar.
Sağlık hizmetlerinde eşitsizlik: Kırsal bölgelerde ve kent varoşlarında sağlık hizmetlerine erişim sınırlı.

4. Politik ve Coğrafi Etkenler

Yolsuzluk ve kurumsal zayıflık: Şeffaflık eksikliği, halkın devlete güvenini azaltıyor.
Savaş ve bölgesel istikrarsızlık: Türkiye’nin bulunduğu coğrafya, sürekli güvenlik kaygısı yaratıyor.
Göç baskısı: Hem iç göç hem dış göç, şehirlerde sosyal ve ekonomik baskıyı arttırıyor.

5. Psikolojik ve Demografik Etkenler

Evlenemeyen gençler: Ekonomik yükler ve toplumsal baskılar, aile kurma hayallerini erteliyor.
Cinsel açlık ve sosyal yalnızlık: Toplumsal tabular ve ekonomik engeller, bireylerin psikolojik sağlığını zorluyor.
Demografik baskılar: Genç nüfusun işsizlikle boğuşması, yaşlı nüfusun ise yetersiz sosyal güvenlik sistemine mahkûm olması da toplumsal bir yara.

Görüldüğü gibi, Türkiye’de sokakların asık suratlı olması, sadece bireysel mutsuzluk değil; anlatmaya çalıştığımız sorunların birleşiminden doğan kolektif bir ruh halidir. Çözüm için eğitimde reform, şeffaf yönetim, gelir adaleti ve sosyal uyum politikaları ön koşuldur.

Çoban köpeğimiz Karabaş’a sordum: Ya sen ne dersin?

Karabaş toprağa uzandı, kulaklarını çırparak dikti, başını patilerinin üstüne yaslayarak “düşünen köpek” pozisyonu aldı. Kuyruğuyla arada bir toprağı tıpışlıyordu. Bilgece gözlerime bakmasından sessiz vicdanına danıştığı belliydi:
“Asık surat, bir toplumsal barometredir; halkın yüzündeki çizgiler, devletin ve toplumun sorunlarını yansıtır. Baksana asık suratlı insanlar, bir “sessiz ordu” gibi sokaklarda yürüyor. İşçi yorgun ama bugün de ekmek alabilmiş, evine dönüyor: “Buna da şükür” diyor.
Genç sokaktaki bir evin önündeki merdivenlere oturmuş, telefonuna kilitlenmiş; hayallerini erteliyor.
Varlıklı adam lüks arabasında huzursuz, çünkü kendini güvende hissetmiyor ve o dahi adaletsizlikten yakınıyor.”

Der gibiydi Karabaş.

“Asık surat = toplumsal vicdanın kırışıklığı, Gülümseme = umut ve adaletin yeniden doğuşu” diyebilir miyiz dedim. Karabaş’ın gözlerindeki yanıtı anlamak zor değildi:
“Türkiye’nin Asık Suratlı İnsanları” aslında bir çağrıdır; yüzlerin gülümsemesi için önce kalplerin ve kurumların temizlenmesi gerekir.”

Karabaş gerçekten bunları mı düşünmüştü?

Ecz. Arif Yayla

(*)Yararlandığım Kaynaklar:
https://tusiad.org/tr/yayinlar/raporlar/item/11751-2025-turkiye-ekonomisi
https://www.tisk.org.tr/dokuman/oecd-turkiye-ekonomik-gorunum-raporu-2025.pdf
https://www.dunya.com/kose-yazisi/2025-yilinda-turkiye-ve-dunyada-ekonomik-riskler-ve-firsatlar/757142

Yorumlar

Haber Arama